7 Eylül 2015 Pazartesi

Edebiyatımızdan kestiğim romanlar sözlüğü, Kerim Pireli


Duydum ki Selim İleri kardeşimiz benim kitap projemden esinlenerek biraz da erken davranarak ‘Türk Edebiyatında Sevdiğim Romanlar Sözlüğü’ kitabını çıkarmış. Hem de kitabın başında bir teşekkür falan de etmemiş. Bir daha ilk cildi basmak için dördüncü cildin bitmesini beklememek lazımmış, öğrendim. Hem benim kitaplarım daha kalın bi kere. Neyse Selimciğim, bu sefer affediyorum. Bi ara gel, çayımı iç. Ben de okuyucularımla kitaptan birkaç bölüm paylaşayım.


T. D. Salincir, Çavdar Tarlasında Çocuklar: İç Anadolu’nun çorak bir köyü olan Salincir kasabasında doğan yazarımız, soyadını da köyünden almıştır. Çoculuğunda, Salincir köyünde doğan herkes gibi ağır şartlarda çavdar tarlalarında ileşberlik (rençber) yapmıştır. Cumhuriyet dönemi köy romancılığının en önemli eseri sayılan bu romanında Temel Dursun Salincir, gerçekçiliğin köküne kibrit suyu dökmüş; ucuz iş gücünden beslenen sistemin ocağına incir ağacı dikmiştir.
T. D. Salincir, tarlada çalışırken,
cuara içmeye oturduğu bir sırada


Yavuz Hatay, Tutunamayanlar: Modern Türk romanının en önemli örneklerinden biri olan Tutunamayanlar, gerçek bir hadiseye dayanan yaşamın kıyısında elim bir ölüm-kalım hikâyesidir. Baharın geldiği, topunu hamağını alanın pikniğe koştuğu o neşeli günler bir grup genç piknik yapmaya gider. Köfte, löp et, levrek ve tavuk kombininden oluşan bu mangal sefası; güzel bir çoban salatası ile tamamlanmıştır. Gençler iyice doyarlar. Soda falan da kesmez. İçlerinden birisi çekirdek poşetini eline alır ve ‘haydin biraz yürüyelim’ der. Gençler gezinir, biraz da oksijen çarpmıştır tabi. Dik bir yarın yanına gelirler. Bir de ne olsun, altlarındaki toprak kayıverir. Bazıları topraktan çıkan köklere saçaklara tutunur, kurtulur. Ama diğerleri… İşte onlar Tutunamayanlar… 
Derler ki Sömestır Sami, Yavuz Hatay'ın
unutulmaz eseri Tutunamayanlar'dan
esinlenmiştir... 

Selami Kafa, Matmazel Noralya’nın Masaj Koltuğu: Türk bilimkurgu romanının psikolojik gerilimle ilk birleştiği romandır diyebiliriz. Günümüzde her AVM’de ve berberde kolayca rastlayabileceğimiz masaj koltuğu icadı sevgili Selami Kafa’nın bu romanına dayanır. Yaşlandığı için bel ağrıları çeken bir Büyükada sakini olan Matmazel Noralya, günlüklerinde hem oturup dinlenebileceği hem de kendisine masaj yapabilecek bir koltuğun hayalinden bahsetmiştir. Bu hayalini birtakım çizimlerle canlandıracaktır. Ferit adlı bir bilim adamı bu notlara ulaşır ve tıp tarihine geçecek masaj koltuğunu geliştirir. Tabi fikri çalınan Matmazel’in ruhu Ferit’i rahat bırakmaz…
Selami Kafa'nın ünlü eserinde bahsi  geçen
Matmazel Noralya'nın Masaj Koltuğu,
Matmazel Noralya'yı da masaj deneyimi
yaşarken görmektesiniz....


Mehmet Hâdi Kantutar, Huzur: Kantutar bu romanında emeklilik günlerinde Ayvalık, Edremit ya da Çandarlı gibi deniz kenarı yeşil bir yere yerleşip huzuru bulmaya çalışan Mümtaz’ın hikâyesini anlatmaktadır. Fakat, Mümtaz’ın kurnaz tanıdığı Suat tüm kötülükleri yapmak için and içmiştir. Heavy Metal müziğinin elektrogitar riffleri roman boyunca bir ‘leit motive’ gibi romanın arka planında yer almıştır.

Edebiyatçı senarist Kerim Pireli


30.4.2015, Kazan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder